11 Haziran 2014 Çarşamba

SECESSION

 SECESSİON

Geçmişin Sanatından Kopuş “Secession”
20.yüzyıldaki her türlü kültürel ve ekonomik değişimi
kavrayabilmek için, 19.yüzyılda yaşanan olayların ardındaki süreçleri iyi
irdelemek gerekmektedir. Endüstri Devrimine bağlı olarak Avrupa’nın
birçok yerinde gelişen işçi sınıfının talepleri, 1848 yılında Fransa’da
ayaklanmalara neden olurken, Avusturya’da da başarısızlıkla
sonuçlanmış birçok girişimin patlak vermesini gündeme getirmiştir.
 Gelenekten ayrılarak yeni bir dünya oluşumunda sanat ve zanaatı
ayrılmaz kabul eden Secessionist hareketteki mimar ve tasarımcılar,
Hoffmann’ın toplam sanat, (Gesamtkunstwerk the total artwork)
kavramını, yaşamın her alanında avant-garde yaklaşımı yansıtan bir
tasarım bütünlüğü olarak savunmuşlardı. Burada sanat, diğer alanlardan
bağımsız olmayıp, güzel sanatlar ile uygulamalı sanatları birleştirici bir
unsur olarak uygulanmakta ve yaşamın her alanında bir dil birliği
yaratmaktaydı. Süslemeye karşı olmadan fakat süslemelenin tasarımları
yönlendirmesine de izin vermeden günlük kullanıma ait objelerin
tümünde ortak estetik değeri yakalayabilmek önemliydi. Doğru
malzeme seçimi ve iyi bir işçilikle işlevsel objeler üretilebilecekti.
Atölye’nin ilk büyük siparişi olan Purckersdorf senotoryumu Hoffmann
tarafından inşa edildi ve mobilyadan döşemelik kumaşa kadar iç
dekorasyonla ilgili olan temel elemanları Wiener Werkstätte’ta yapıldı.
 Secession hareketinde bir ressam olarak yer alan Klimt, dekorasyon
anlayışı ve bunu destekleyen dostluklarıyla Viyana Atölyesi’nde tekstil
tasarımına da katkıda bulunmuştu. Portresini yaptığı Friederike Beer
Monti’nin giydiği ve Dagobert Peche’e ait “Marina” adlı tasarımı
resmederek, Viyana Atölyesi tekstil tasarımcılarının baskı tasarımlarını
ölümsüzleştirmiş ve eserlerinin aynı zamanda bir belgeye dönüşmesini
de sağlamıştır



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder